Ürün ihracatı, hizmet ihracatı, dijitalleşme, çevreci üretim… Tüm bu alanlar artık iç içe geçmiş durumda. Türkiye'nin rekabet gücü, bu alanlarda birlikte büyüyebildiği ölçüde artacak. Her bir ihracatçı, hizmet sunan ya da ürün satan fark etmeksizin, ülkenin dönüşümünün bir parçası olabilir. Çünkü ihracatın geleceği yalnızca sınır ötesine mal göndermek değil, değer üretmek ve bu değeri dünyaya sunabilmektir

Bugün de kalmayı seçen herkes, bu ülkenin yarınlarına inanan birer cumhuriyet nöbetçisidir. Ben o kalanlara sarılıyorum. Birlikte umudu da, gelişimi de büyüteceğiz. Çünkü biz hala buradayız. Çünkü bu topraklar bizim. #GeleceğeGüven

1 Mayıs, emeğin hak arayışı kadar, kooperatifleşmeyle güçlenme günüdür. Kooperatifçilik, işçi ve emekçiye sadece hak arama değil, üretimde ve kazançta söz sahibi olma imkânı sunar. Fransa’nın kooperatif bankaları, İsviçre’nin Migros’u gibi örnekler, emeğin sermayeyle dayanışarak büyüdüğünü gösteriyor. Türkiye’de de kooperatifçilik, kalkınma politikalarında önceliklenmeli ve devlet desteğiyle güçlenmelidir.

AB-MERCOSUR anlaşması, ekonomik faydaların yanında çok ciddi sektörel ve çevresel riskleri de barındırıyor.

Fetullah Gülen cemaati, Türkiye’nin yakın tarihindeki en büyük tehditlerden biri olarak hafızalara kazındı. 15 Temmuz 2016'daki darbe...

CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısı, partinin ulusal düzeyde de iktidar olabilmesi için bir fırsat sunmaktadır.

Atatürk’ün kurduğu kurumlar, liyakate önem vererek ve yeniliği kucaklayarak korunabilir.

Türkiye, AKP hükümeti döneminde yoğun bir sığınmacı sorunuyla karşı karşıyadır. Sorunun nedenleri ve çözüm önerileri tartışılmalıdır.

Avrupa'da siyasi dengeler değişiyor. Türkiye, iç güvenlik ve kutuplaşma sorunlarına karşı kapsayıcı ve uzlaşmacı politikalar benimsemeli.